Spor müellifleri Sivasspor – Fenerbahçe maçını yorumladı!

GÜRCAN BİLİÇ – YANLIŞLARIN GALİBİYETİ

Sahanın tahminen de en “verimsiz” oyuncusu Rossi’nin maçın en “kritik” ismi olması… Futbolun kendi içindeki cilvesinde, “hesaplanamaz” ihtimali yaptı Rossi. Sahanın her köşesini tutmuş, her oyuncuya denetim getirmiş İstek Çalımbay’ın Sivasspor’u, Rossi’nin topla bu kadar ara kaydedip, risk alıp, gol vuruşunu yapacağını düşünemedi. Maçın “kırılma” anıydı.

Fenerbahçe son beraberliğin “ölü toprağını” attı üstünden. “Kazanırız” inancını kazandı ve maçı yönetmeye başladı. “Yönetmek” derken, iki oyun aklı vardı; İrfan Can ve Arda Güler… İki dakika ortayla ayrıldılar oyundan. İrfan Can ikinci kere, misal konumdan kırmızı görüyor. Birincisi Galatasaray maçındaydı. Ekibin en emniyetli oyuncusu olması gerekirken acemilik neden?

İsmail Yüksek atılımı yanlışsız fakat Arda Güler tercihi anlamsız. Pedro varken… Yahut Peres dururken… Rakibe bu kadar denetim verirseniz, kusur da yapacaksınız. “Tecrübeli” Jesus geçen maçlardan ders almamış. Rıza Hoca’nın planları doğruydu. Yatabare üstünden defansın ardına adam kaçırmaya çalıştı.

Fenerbahçe defansının çizgide yaptığı yanılgıların peşine düştü. Konumları da, golü de buldu. Ön taraf baskısında yanlışsız isimleri seçti, top kayıplarından da faydalandı. Grubunu yine yarışın içine sokan isim Ferdi oldu. Kendisinin amaç seçilmediği iki durumda da aklını, çabukluğunu ve en değerlisi kazanma isteğini kullandı. Arao maçın saklı kahramanı.

ERMAN TOROĞLU – ARDA BİR BAŞKA

Sivasspor ligde rahatlayınca herhalde kupayı düşünmeye başladı. Zira birinci 45 dakika Sivasspor alanda hiç yoktu. Buna karşılık Fenerbahçe birinci 45 dakikada dişe diş çaba etti. Daima bir arada pres yaptılar. Sivas’ın art tarafına hoş deparlar atarak düzgün konumlar yakaladılar. Arda oynadığı müddette kadrosunu tıkır tıkır yönetim etti. Bu yaşta bir oyuncunun bu türlü bir futbol zekası eksiksiz.

Ama bir şey söyleyeyim; Mesela hızına bir el darbesi geldi. Gereksiz yere kendini yere atıp ah-vah dedi. O kalitede bir oyuncuya bu şekil hareketler hiç yakışmıyor. Çok sempatik gözükürken sonunda bu işler sonunda antipatik gelirsin. Yapma bu işleri. Mümkün olduğunca ayakta kal. Bu senin yumuşak karnın dikkat et.

Ben olsaydım Arda’yı kenara almak için 70’i 75’i beklerdim. Tamam 3-0 ancak 1 kişi eksik oynuyorsun, ekibinde Arda’dan öbür topu güzel kullanacak bir adam yok. İstediği vakit oyunu süratlendiriyor, istediği vakit yavaşlatıyor. Hakikaten Sivas 2. yarı Fener’in üstüne geldi. Golü erken bulamadılar. Tahminen de 3 gün sonra oynayacakları kupa maçını düşünüyorlar.

Yalnız şu da enteresan bir olay. Fenerbahçe’de kaptanlık yapan futbolcuların sarı-lacivertli kulüpte aldıkları müddete bakın. Yani bir 7-8 sene oynayan futbolcu yok. Bu da şunu gösteriyor; Demek ki transferlerde bayağı büyük yanılgılar yapılıyor. Galatasaraylılar, Sivasspor maçından çok ümitlilerdi fakat işin gerçeği şu: El elin eşeğini ıslık çalarken ararmış.

Bu sene lig şunu gösteriyor. Herkes kendi göbeğini kesecek. Kimse kimseye güvenmeyecek. Alt tarafta millet can kaygısında. Bu gruplarla oynamak bayağı zordur. Geçen hafta Fenerbahçe’nin İstanbulspor ile oynadığı üzere. Mesela hakeme baktığımızda Zorbay Küçük. Geçen sene FIFA’dan el birliğiyle bu çocuğu düşürdüler. Bu maça neden bir FIFA hakemi veremediler? Veremezler.

Çünkü FIFA yaptıklarının birden fazla bu maçı yönetemez. Trabzon maçını seyrederken Bakasetas’ın atılmasını hayretler içinde seyrettim. Bakasetas’ı hakem atmadı, kendini bilerek attırdı. Herhalde Trabzonspor’da oynamak istemiyor. İrfan Can’ın atılması tam bir amatör işi.

Fenerbahçe’de oynuyorsun, mutlaka o denli bir hareketi yapmaman gerekir. Sert mi yumuşak mı olmaz. Yapma o hareketi. İrfan Can’ın Ferdi’ye attırdığı gol tam bir futbol hoşluğu. Ben asist diye buna derim. İrfan Can’ın Ferdi’ye attığı topun asistliği için şöyle diyebiriz: Yüzde 100 asist.

EMRE BOL – 10 KİŞİ OYNAYABİLMEK

Ya arkadaş Fenerbahçe kazansa da kaybetse de daima bir şeyler oluyor, şöyle rahat rahat maç izleyemiyoruz! Taraftarın daima yüreği ağzında! 2 farkla öndeyken, rakibi düzgünce kendi alanına sıkıştırmışken İrfancan’ın gördüğü kırmızı kart az kalsın bir çuval inciri mahvedecekti.

Neyseki 3. gol erkenden geldi, Sivasspor’un gardı düzgünce düştü. Bu ortada İrfancan’ın kırmızısı yüzde yüz gerçek. Tartışılacak bir durum yok. Fakat bu kırmızının temel nedeni dönen toplarda rakibi karşılayan oyuncunun faul yapmayı bilmemesi! İrfancan hakikaten faulle nasıl rakip durduracağını bilmiyor. Daha yumuşak yapacakken ayarı kaçırdı. Bunu birçok maçta yapıyor.

Fenerbahçe kanat tertiplerini çok yeterli yaptı. Aslında son haftalarda kanatlardan girerek çok sayıda durum ve gol buldular. Jesus sonunda 10 kişi kalındığında nasıl oynanması gerektiğini öğretti takımına! Beşiktaş karşısında bunu becerememişti!

Bekleyen, gücünü ekonomik kullanan, istikrarlı oynayan Fenerbahçe uzun müddet eksik oynadığı maçı rahatça kazandı. Uzun müddettir olmayan Luan Peres’i sahiden beğendim. Yokluğu Fenerbahçe’yi çok etkiledi. Birtakım hocaların önce- sonra oynama takıntısını anlamakta zahmet çekiyorum. Bak evvel oynadın, kazandın. Artık rakiplerin oynayacağı maçı rahat rahat izleyeceksin.