Galatasaray Kopenhag maçı sonrası Okan Buruk’a sert eleştiri! “O ikiliyi neden bozdun?”

ZEKİ UZUNDURUKAN – Az daha kalpten gidiyorduk!

Maçın birinci yarısında biri direkten dönmek üzere 9 gol konumuna girdi Galatasaray! Şampiyonlar Ligi’nde bir maçın birinci yarısında bu kadar gol konumuna girip de fileleri havalandıramazsanız, rakip sizi cezalandırır. Gerçekten de o denli oldu.

Biz tonla gol kaçırdık, Kopenhag bir defa çok oyuncu ile ceza alanımıza girdi, topu bir türlü uzaklaştıramayınca Elyounoussi tabelayı değiştirdi. Böylesine büyük maçlarda bu kadar gol kaçırılmaz. Yakaladın mı atacaksın, bizim yapamadığımızı Kopenhag yaptı.

İlk yarıya çok iştahlı başlayan Galatasaray, ikinci 45’e gücü düşük bir halde girdi. Rakibe üst üste durumlar verdik. Orta alanımızı çabuk geçtiler. 2. gol adeta bağıra bağıra geldi. Okan Buruk, 2. golden sonra değil de golü yemeden evvel değişiklik yapmalıydı. Mertens, böylesine zorluk derecesi yüksek maçlarda fakat tek devre oynayabilir. Torreira-Oliveira ikilisi neden bozulur? Kerem Demirbay, Oliveira’dan daha mı yeterli? Dün bu sorular çok soruldu. Oliveira girdikten sonra Torreira da rahatladı.

Galatasaray’ın oyun ezberi (Kerem Aktürkoğlu-Icardi bağlantısı) bizim ligimizde meblağ. Lakin Şampiyonlar Ligi maçları için yeni taktikler, yeni oyun anlayışları bulmak zorunda Galatasaray. Topu ayağına alan her oyuncu, Kerem Aktürkoğlu’nu arıyor. Kerem Aktürkoğlu da Icardi’yi. Icardi, Galatasaray’a geldiği günden beri en şanssız maçını oynadı. Çok gol kaçırdı. 51’de müddetten çalmak için taç atışını 34 saniyede kullanan Jelert, 73’te ikinci sarıdan atıldı. İşte o anda maçın mukadderatı değişti.

Okan Buruk’un üst üste atılımları, uyuyan devi uyandırdı ve Aslan alanda kükremeye başladı. Maçın en güzeli Boey’in golü, tribünleri coşturdu. Taraftarın alana verdiği dayanılmaz güç ile skoru 2 dakikada 2-2’ye getirdik. Zaha ile Tete’nin ortak üretimi golü jeneriklikti. Ey Okan hoca! Madem Zaha ve Tete bu kadar oyuna konsantre ve hazır, neden kenarda beklettin? Neden maça birinci 11’de başlatmadın?

Okan hocanın, yanlış 11 ile başladığı maçı yanlışsız 11 ile bitirmesi ve rakibin de 10 kişi kalması, kümeye 1 puanla başlamamızı sağladı. Daha önümüzde 5 maç var. 3 puanla başlamalıydık lakin 2-0 geriden gelip 1 puan almamız, teselli ikramiyesi üzere oldu.

Bu maçtan çıkaracağımız dersler var:

1) Şampiyonlar Ligi’nde yakaladın mı atacaksın.

2) Gerçek 11 ile alana çıkacaksın.

3) Her rakibe nazaran bir oyun planın olacak.

4) Alanda Boey üzere savaşacaksın!

LEVENT TÜZEMEN – Bu bir uyarıdır!

Galatasaray 2-0’dan dönüp beraberliği yakalayarak Şampiyonlar Ligi’ne tutundu. Şayet kaybetseydi, ağır bir travma yaşardı. Muslera’nın kusuruyla yenilen birinci gole kadar oyunun hakimi Galatasaray’dı, dayanılmaz durumlar yakaladı. Kerem Aktürkoğlu, geceye damga vuracak durumlarda iki gollük vuruşu dışarı yaptı, bir kere de topu direğe nişanladı. Mertens ve Icardi de Galatasaray’ı öne geçirecek golleri harcadılar. Yani birinci yarı Galatasaray en az 3 gol atardı. Lakin futbolda kusura yer yok. Muslera’nın geçen yıldan ders almayıp yaptığı kısa vuruş, Galatasaray’ın gol yemesine neden oldu.

Galatasaray’ın alandaki 11’ine bakıyorum bir de ısınanlara göz atıyorum. Zaha, Ndombele, Tete, Bakambu, Sanchez maça girecek buyruğu bekliyorlar. Okan Buruk’a Galatasaray idaresi nitekim kaliteli ve kıymetli transferler yaptı ve rekabeti yönetmesini istedi. Okan hoca duygusallıktan kurtulmalı. Şampiyonlar Ligi’nin havasının başka olduğunu unutmamalı. Birilerini oynatırım, başkalarını oynatmam ‘Alınırlar’ diye düşünmemeli. Değişim kararlarını erken vermeli, hatta oyuna erken müdahale etmeli.

İlk yarı Ziyech çok etkisizdi, Kerem kaçırdığı gollerden sonra ruhsal olarak geriledi. Kerem Demirbay fizik gücü yüksek Kopenhaglı oyunculara karşı ikili çabalarda etkisiz kaldı. Tete-Mertens, Ndombele-Nelson, Zaha-Kerem değişikliği erken start alsaydı, Galatasaray skor avantajını eline geçirirdi. Neden mi? Ndombele, Tete, Zaha üçlüsü girdikten sonra oyunun havası değişti. Galatasaray rakip kalede tesirli oldu ve iki dakika içinde iki tane gol buldu.

Bu maçın skoru bir ihtardır. Okan hoca ve oyuncular ders çıkarmalıdır.

SERKAN KORKMAZ – Hüzün ve umut

Kağıt üstünde daha âlâ, daha kıymetli ve daha ünlü isimlerden şurası bir oyuncu kümesi “takım” olmayı başaramayınca işte bu türlü soğuk terler dökülüyor. Halbuki maça baskılı başlayan Galatasaray birden fazla Kerem Aktürkoğlu’yla olmak üzere pek çok konum yakalamıştı.

Bu durumları cömertçe harcayınca dakikaların ilerlemesiyle daha maliyetsiz, daha ünsüz ve daha berbat oyunculara sahip olan fakat ekip olmayı başaran taraf oyunun üstünlüğünü ele geçirdi. Ligimizin en büyük kahramanlarından Icardi, fizik olarak eksik kalınca maharetlerini sergileyemedi. Birinci yarıda amatörce yenen golün akabinde ikinci yarıdaki daha da komik yanılgılarla yenen gol de eklenince maçı TV’den ve tribünden izleyen tüm Galatasaraylılar saatte 200 km süratle duvara çarpmışçasına gerçeklerle yüzleşti. Kağıt üstünde kazanılması en mümkün görünen maçı kaybetmek başta Okan Hoca için olmak üzere çok büyük sorun yaratacaktı.

Yeni transferlerden en hazır olanı Kerem Demirbay’dı; gerisini siz düşünün. Rakip 73’te on kişi kalıp yapılan değişiklikler meyvesini verince maçın en güzellerinden Boey’in iki dakika sonra da Tete’nin golleri harikulade bir heyecan yarattı. Kabustan uyanmıştık lakin artık çok az vakit kalmıştı.

Maçın olağan müddetinin bitimine iki dakika değil de on dakika kalmış olsaydı (bence) galibiyet de gelecekti. Sarı kırmızılılar kazanamasa da yenilmeyerek değerli bir iş yaptı.

Keza; dün akşam oynadığımız ve bizden kilometrelerce fazla koşan Danimarkalıları deplasmanda yenmenin daha kolay olacağını düşünüyorum. Ya da şöyle söyleyeyim; umut ediyorum. Sevinçli bitmesi beklenirken, hüzünlü sona erebilecek bir geceyi bu türlü bitirdiğimiz için karmaşık hisler içindeyim.