Villarreal’de 11 yıl forma giyen, İspanya Ulusal Kadrosu ile 2006 Dünya Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası’nda çaba eden, profesyonel futbol mesleğini noktaladıktan sonra ise kulüp elçisi olarak çalışmayı sürdüren Senna, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Senna, LaLiga gol krallığı yarışında 17 golü bulunan Barcelonalı Robert Lewandowski ve 14 golü bulunan Real Madrid’den Karim Benzema’nın akabinde 13 golle 3. sırada bulunan Enes’in, Getafe ile son iki dönemdir gol krallığında üst sıralarda yer almasının çok değerli olduğunu vurguladı.
Enes’in İspanya mesleğine Villarreal’de başladığını hatırlatan Senna, “Enes Ünal’ı bilhassa Villarreal’e transfer olduğundan bu yana sıkı bir formda takip ettim. Enes, potansiyeli çok yüksek, çok kaliteli bir oyuncu. Villarreal’e geldiğinde çok gençti, hala da genç. Artık LaLiga’da kendini buldu. Ligin en değerli forvetlerinden biri haline geldi. Attığı gollerle de bunu kanıtlıyor. Bu durum bizi de gururlandırıyor. Zira Enes’in LaLiga’daki öyküsü Villarreal’le başladı. Tahminen bir gün geri döner. Enes çok düzgün bir çocuk, çok uygun bir futbolcu ve onu Villarreal’de her vakit çok sevdik.” diye konuştu.
Villarreal’in bu sezonki performansını da pahalandıran Brezilya asıllı İspanyol futbol adamı, “Bu sene inişli çıkışlı bir dönem geçiriyoruz. Son iki maça kadar hoş bir hava yakalamıştık. Kimi değerli oyuncularımız sakatlık yaşasa da yerlerine forma giyen isimler de çok kaliteli. Dönem sonuna kadar çabaya devam ederek Avrupa kupaları amacımıza kesinlikle ulaşmak istiyoruz. Bu sene Villarreal’in 100. yılı. 100. yıl her kulüp için değerlidir. Bu sene en kıymetli maksadımız Şampiyonlar Ligi’ne dönerek taraftarımıza bir ikram vermek.” sözlerini kullandı.
“FENERBAHÇE BENİMLE ÇOK İLGİLENDİ”
Brezilyalı olmasına rağmen İspanya Ulusal Kadrosu formasını giyen ve EURO 2008’de şampiyonluk yaşayan Senna, ulusal kadro tercihine değindi.
“Brezilyalıyım ve Küçükken Brezilya dışında bir ulusal ekipte oynayabileceğimi asla hayal etmezdim.” diyen Senna, “Her şey çok süratli gelişti. Villarreal’le Şampiyonlar Ligi yarı finali oynadığımız dönem, o periyot İspanya Ulusal Grubu Teknik Yöneticisi olan Luis Aragones benimle ilgilendi. Bana direkt ulaşıp, İspanya Ulusal Ekibi’nde görmek istediğini aktardı. O devir mesleğim de makul bir noktaya ulaşmış, 29 yaşıma gelmiştim. Bu teklifle Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası’nda İspanya Ulusal Kadrosu ile oynama fırsatım oldu. 2006’da Almanya’daki Dünya Kupası’nda ve sonra 2008 Avrupa Şampiyonası’nda forma giydim. Puyol, Torres, Sergio Ramos, Casillas, Capdevila, Marchena üzere isimlerle dolu bir takımla EURO 2008’e başladık. Turnuvaya başlarken sorgulanıyorduk fakat kendimize inanıyorduk. Masaya elimizi vurup, buradayız demek istiyorduk. Tüm turnuva boyunca çok düzgün oynadık. EURO 2008’de şampiyonluk yaşadım ve turnuvanın en âlâ 11’ne seçildim. Bunlar benim için unutulmaz anılar oldu.” biçiminde konuştu.
EURO 2008 şampiyonluğunun akabinde Fenerbahçe’nin teknik yöneticiliğine getirilen Luis Aragones’in kendisini sarı-lacivertli ekibe da getirmek için büyük efor sarf ettiğinin altını çizen Senna, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Luis Aragones, İspanya Ulusal Ekibi’nden sonra beni Fenerbahçe’ye de götürmek istedi. Bana bu kapıyı açtı. Gerçekçi olmak gerekirse Fenerbahçe benimle çok ilgilendi. Luis Aragones nedeniyle bu ilgi ağır oldu. Tam o dönem Villarreal’le mukavelemi yenilemiştim. Bu türlü bir durumda transferin gerçekleşmesi çok daha güç oluyor. Kontratımın sonuna gerçek olsaydı, Fenerbahçe’ye transfer olabilirdim. Aragones ve Fenerbahçe bana ilgi gösterdiğinde çok keyifli olmuştum. Aragones’i çok seviyordum. O sene Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde çok yeterli oynuyordu. Grup harikulade bir düzeydeydi. Bu teklifi önemli biçimde düşünmüştüm fakat yeni bir kontrat imzaladığım için maalesef gerçekleşmedi. Fenerbahçe’nin transfer teklifi bende çok hoş bir anı olarak kaldı. Türkiye’den tek resmi teklifi Fenerbahçe’den aldım. Tahminen başka grupların ilgisi oldu lakin Türkiye’den diğer resmi teklif almadım. Fenerbahçe, benim transferim gerçekleşmeyince, kadro arkadaşım Josico’yu transfer etmişti. Josico ile Villarreal orta alanında 3 dönem birlikte oynamıştık.”
RİQUELME’DEN NİHAT KAHVECİ’Yİ ŞAŞIRTAN HAREKET
Villarreal’de 3 yıl birlikte forma giydiği Nihat Kahveci ile çok yakın arkadaş olduklarını lisana getiren Senna, “Nihat’la hem birlikte oynadık hem de çok uygun arkadaş olduk. Şu an çocukları olduğunu ve televizyonda yorumculuk yaptığını biliyorum. İstanbul’a geldiğimde ona her vakit haber veriyorum. Villarreal devrinde Nihat, Türk Ulusal Ekibi’nin da yıldızıydı. Bu Villarreal açısından da çok değerliydi. Grup arkadaşının mili ekibinde ikon olması seni çok keyifli ediyor. Nihat’ın da İspanya’yı sevdiğini biliyorum. Burada asla kaybetmeyeceği arkadaşları var.” açıklamasını yaptı.
Senna, Nihat Kahveci ile birçok hoş anısı olduğunu lakin bir anıyı unutamadığını söyleyerek, şöyle konuştu:
“Nihat’la ilgili hatırladığım birinci şey, doğal ki attığı birbirinden hoş goller. Çok fazla gol attı. Komik bir anımız da var. Nihat’ın çok âlâ frikik kullandığını hepimiz biliyorduk. Birebir devirde Riquelme de bizim gruptaydı. O da çok yeterli frikik kullanıyordu. Hangi maç olduğunu tam hatırlamıyorum lakin bir maçta Riquelme, Nihat’a ‘Frikiği atmaya hazırlan, planını yap.’ dedi. Biz de ‘Riquelme, Nihat’a frikiği bıraktı.’ demiştik. Nihat topu yerleştirdi, bir kaç adım geriye attı, topa vurmaya odaklanmıştı ki birden Riquelme koşup kimseye bir şey demeden frikiği kullandı. Hepimiz şaşırmıştık, Nihat da ne oluyor demişti. Ekip içinde epeyce gülmüştük. Hoş bir anıydı.”
“Türkiye her vakit çok güç bir rakip oldu”
İspanya formasıyla 2010 Dünya Kupası eleme kümesinde Türkiye’ye karşı iki şiddetli maç oynadıklarını aktaran Marcos Senna, ay-yıldızlı takım hakkında, “Bence Türkiye her vakit çok güç bir rakip oldu. 2002 Dünya Kupası’ndaki Brezilya ile oynadıkları yarı finali çok düzgün hatırlıyorum. Hayli zorlanmıştık. İspanya ile Türkiye’ye karşı oynama fırsatım oldu. 2010 Dünya Kupası elemelerinde, İspanya’da 1-0, Türkiye’de de 2-1 kazanmıştık lakin bilhassa Türkiye’deki maçta çok zorlanmıştık. 92. dakikada attığımız golle kazanabilmiştik. Türkiye’nin rekabetçi ve güçlü bir ulusal kadro olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Senna, İspanya’nın son Dünya Kupası’na son 16 cinsinde veda etmesi hakkında, “Her ulusal grupta nesil değişikliği oluyor. İspanya’da her vakit düzgün oyuncular çıkıyor ancak kimi şeylerin oturması vakit alıyor. Yeni bir teknik yönetici ve yeni bir sistem var. İspanya’nın biraz vakte muhtaçlığı var. Fakat her vakit favori bir ulusal ekip olduğunu ve olacağını söyleyebilirim.” yorumunu yaptı.
LaLiga’da Messi-Ronaldo rekabetinin en hoş yıllarına tanıklık etmekten memnunluk duyduğunu da belirten Marcos Senna, “Messi-Ronaldo rekabeti futbol tarihine yazılmış en özel periyotlardan biri. Bu periyodu izleyenler şanslıydı. Yeni yetenekler, efsaneler de geliyor. Mbappe genç yaşta efsaneleşti. Bana nazaran şu anda dünyanın en uygun oyuncusu Mbappe. Vinicius, Rodrigo, Pedri ve Gavi de çok özel isimler.” diyerek kelamlarını tamamladı.
